Mehmet Uçum Demiral’a cezayı ‘batıcı aydınlar’a bağladı, ‘yurtseverlik’ dersi verdi
Avusturya maçında attığı 2 golle Türkiye’ye çeyrek final kapısını açan A Milli Futbol Takımı futbolcusu Merih Demiral karşılaşmada yaptığı ”bozkurt” işareti sonrası 4 farklı suçlama ile UEFA Disiplin Komitesi’ne sevk edildi. UEFA Disiplin Kurulu, Demiral’a 2 karşılaşmadan men edilmesine hükmetti. Türkiye Futbol Federasyonu ve Merih Demiral, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS’a) gidecek.
Tartışmalara neden olan karara Türkiye’den birçok tepki geldi.
‘MİTOLOJİK DEĞERİ OLAN EFSANEVİ BİR SEMBOL…’
Tartışmalı ve hedef gösteren açıklamaları ile bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk işlerinden sorumlu Başdanışmanı Mehmet Uçum da cezaya ilişkin bir açıklama yaptı. Uçum bir kez daha ceza açıklaması bahanesiyle çeşitli meslek gruplarını ve muhalifleri hedef gösterdi, “UEFA’ya egemen zihniyetin Türkiye karşıtı kararlarının ne ilkidir ne de sonuncusu olacak” iddiasında bulundu.
Uçum’un paylaşımı şöyle:
“Merih Demiral’a verilen haksızlığı çok açık olan 2 maç ceza UEFA’ya egemen zihniyetin Türkiye karşıtı kararlarının ne ilkidir ne de sonuncusu olacak. UEFA’nın bütün Avrupa’ya yayılmış futbolu zehirleyen ırkçı eylemler için nasıl etkisiz ve hatta toleranslı olduğu ibretliktir. Son olarak Bellingham’ın ahlaka aykırı hareketine 1 maç ceza verilip onun da ertelendiği ortadadır. Böyle bir ortamda, mitolojik, tarihsel ve kültürel bir değeri olan efsanevi bir sembol sebebiyle Merih Demiral’a “genel nezaket kurallarına aykırılık gerekçesiyle” 2 maç ceza verilmesi tam bir alçaklıktır. Böyle bir gerekçe ve ceza; futbol hukukunun, futbolun etik değerlerinin ve genel olarak da ahlakın çok ağır ihlalidir. Görünen o ki UEFA’daki bazı güç odaklarının Türkiye düşmanı sistematik hareketleri devam edecek. Buna karşı Türkiye’nin mücadelesini kararlılıkla ve UEFA içindeki futbol hukukundan yana çevrelerle birlikte kesintisiz sürdürmesi önemli.
‘EN UFAK BİR VİCDANİ RAHATSIZLIK DUYUYOR MUSUNUZ?’
Türkiye bu mücadeleden de başarıyla çıkacak bir güce sahiptir. Ama asıl dikkat çekici olan; içimizdeki “sömürge aydınlarının”, her türlü temsil alanında yer alan zihnini batıcılığa ve emperyalizmin ideolojik kodlarına teslim etmiş yavan ve sefil aktörlerin, batıcı asimilasyonun mankurtlaştırdığı sanatçıların, yazarların, medyacıların, siyasilerin kısaca tüm batıcıların bir kez daha Merih Demiral üzerinden kendi ülkelerine karşı aşağılık bir tavır içerisine girmesidir. Onlara bir kez daha soralım: En ufak bir vicdani rahatsızlık veya utanç duyuyor musunuz yahut şu olayda yaşananlara bakıp kendi tutumunuzla ilgili hiç tereddüt ediyor musunuz? Yurtsever olmanın batı hayranlığıyla, batıcılıkla olamayacağını hiç fark etmiyor musunuz? Yurtseverliğin en önemli esaslarından birinin de Türkiye’nin tarihine, kültürüne, yapıcı geleneğine, tüm değerlerine sahip çıkmak olduğunu görmüyor musunuz? Bugün Merih Demiral’a tereddütsüz, amasız, fakatsız sahip çıkmak yurtseverliğin/vatanseverliğin bir gereğidir. Bunu anlamayanların, görmeyenlerin yahut kasten göz ardı edenlerin, her şey olabilirler ama yurtseverliğe uzak oldukları kesindir.”
(SPOR SERVİSİ)